GönderenKonu: ELMA YETİŞTİRİCİLİĞİ  (Okunma sayısı 237 defa)

hakan

  • Site Yöneticisi
  • İleti: 8
  • Üyelik Tarihi: 15-08-2017
ELMA YETİŞTİRİCİLİĞİ
Tarih : 23-05-2022 Saat : 14:15

ELMA YETİŞTİRİCİLİĞİ

Anavatanı, Ekonomik Önemi ve Yetiştirildiği Bölgeler

Elma Rosaceae familyasının Malus cinsine ait bir türdür. Dünya üzerinde elmanın ( Malus domestica ) anavatanı olarak kabul edilen Doğu Asya, Orta Asya, Batı Asya-Avrupa ve Kuzey Amerika bölgesinde doğal olarak yetişen 30 kadar türü bulunmaktadır. Karadeniz bölgemizin iç kısımları ve Toros’lar elmanın doğal yayılma alanlarıdır ve buralarda M. sylvestris ve M. orientalis türleri doğal olarak yetişmektedir.

Elma kültürünün ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemekle birlikte 4.000 yıldan fazla zamandan beri yetiştiriciliğinin yapıldığı bildirilmektedir. Elma kültürü Yunanlıların, Romalıların ve Haçlıların Anadolu’ya gelmesi ile Anadolu üzerinden Yunanistan’a ve İtalya yolu ile Avrupa’ya yayılmıştır. Buradan da ilk göçmenler vasıtasıyla Amerika’ya ve diğer kıtalara götürülmüş ve böylece elma kültür 5 kıtaya yayılmıştır. Günümüzde Kuzey ve Güney yarım kürenin ılıman iklim kuşağına sahip hemen bütün bölgelerinde yetiştirilmektedir. Ayrıca Kuzey yarım kürede 35. enlemden diğer birçok meyvenin yetiştirilemediği 60. enleme kadar olan bölgelerde de yetişebilmektedir.

Dünya elma üretimi 71.700.000 tondur. Asya kıtası 43.500.000 ton ile dünya üretiminin yarıdan fazlasını sağlamaktadır. Çin 31.000.000 ton ile dünya üretiminin yaklaşık yarısını karşılamaktadır ve bu ülkeyi 4.500.000 tonla ABD, 2.700.000 tonla Türkiye ve 2.600.000 tonla Polonya izlemektedir. Bunların dışında Fransa, Almanya, İran, Yeni Zelanda, Avustralya ve Şili de önemli elma üreticisi ülkeler arasında yer almaktadır (FAO, 2009).

Türkiye önemli bir elma üreticisi ülkedir. Doğu Anadolu’nun çok soğuk bölgeleri ile Akdeniz kıyı şeridi dışında kalan diğer bölgelerde ekonomik olarak yetiştirilebilmektedir. Elma üretimi en fazla göller yöresinde Isparta ilinde (610.000 ton) gerçekleştirilmektedir. Karaman (340.000 ton), Niğde (328.000 ton), Denizli (217.000 ton) ve Antalya (213.000 ton) en fazla üretim yapan diğer illerdir. Ayrıca elma yetiştiriciliği için uygun ekolojinin bulunduğu Çanakkale, Amasya, Tokat, Yalova ve Kütahya illeri de önemli elma üreticisi illerdir (TUIK, 2009).

Niğde, Karaman ve Ankara illeri gibi yazın sıcak ve nispi nemi düşük olan yerlerde bazı çeşitlerde meyve renginde açılma veya güneş yanıklığı görülmektedir. Özellikle koyu yeşil meyve rengine sahip olan Granny Smith çeşidinde yeşil renk açılarak gri tonlarına dönmekte veya güneş yanıklığının derecesine bağlı olarak değişik tonlarda sararmalar oluşmaktadır. Bu durumda meyve kalitesi düştüğü için pazar değeri azalmaktadır. Güneşin bu olumsuz etkisini önlemek amacıyla bahçelerde gölgeleme yapılmaktadır. Gölgeleme ağları aynı zamanda dolu zararını önlemek amacıyla da kullanılmaktadır (Fotoğraf 1.1).

Elmanın, ekolojinin uygun olduğu dünyanın her kıtasında ve her ülkesinde yetiştirilmesinin birçok nedeni bulunmaktadır. Bunların başında, elmanın diğer meyve türlerinden farklı olarak 6-8 ay gibi uzun bir süre depolanabilmesi ve böylece 10 ay gibi uzun bir süre taze tüketiminin yapılabilmesi gelmektedir. Ayrıca meyve suyu, konserve, dilim konservesi, marmelat, reçel, sirke ve kurutulmuş olarak da tüketilmektedir.

Fotoğraf 1.1 Modern elma yetiştiriciliğinin yapıldığı bodur bir elma bahçesi. Güneş yanıklığı ve dolu zararını önlemek amacıyla bahçenin üzeri ağ ile örtülmüştür.

Elma meyvesinin yaklaşık %85’inin su olması nedeniyle besin maddesi içeriği zengin olmamasına rağmen, içindeki mineral tuzlar, vitaminler, organik asitler ve karbonhidratlar açısından insan beslenmesi yönünden önem taşımaktadır. Yurt dışında özellikle sindirim sisteminin düzenli çalışması için günde bir elma yenilmesi tavsiye edilmektedir.

Morfolojik ve Biyolojik Özellikleri

Elma tohum anaçları üzerine aşılı olarak yetiştirildiğinde taç yüksekliği 8-12 m’ye kadar ulaşabilmektedir. Ancak elmalarda çok değişik gelişme gücünde türler ve çeşitler vardır. Son yıllarda, zayıf (bodur) gelişen elma anaçlarının kullanılmasıyla üzerlerine aşılanan elma çeşitleri ancak 3-5 m yükseklikte ve 1-2 m taç genişliğinde olabilmektedir.

Elma ağaçları saçak köklüdür ve kökler yüzeysel gelişir. Bodur elma anaçlarının kökleri kuvvetli gelişen çöğür anaçlarına göre daha ince ve daha gevrek yapıdadır. Bu nedenle özellikle tam bodur anaçlar üzerine aşılı ağaçların mutlaka bir destek sistemiyle desteklenmesi ve ağaçların devrilmesinin önlenmesi gerekmektedir.

Elma gövdesi gevrek, kırılgan ve düzgün bir yapı gösterir. Güneş yanıklığına karşı duyarlıdır. Zayıf gelişen iki ve daha yaşlı dallar üzerinde zayıf gelişmiş ve uçlarında çoğunlukla çiçek tomurcuğu bulunan kısa meyve dalları bulunur. Bu dallara topuz, kese, çıtanak, kargı ve dalcık gibi özel isimler verilir. Bazı kısa dalların uç ve uca yakın boğumlarında da çiçek tomurcuğu oluşabilir. Kuvvetli gelişen dallarda çiçek tomurcuğu oluşmaz ve bunlar odun dalları olarak adlandırılır.

Tomurcuklar, genel olarak sürgün tomurcuğu ve çiçek tomurcuğu olarak ikiye ayrılır. Ayrıca kuvvetli sürgünlerin dip kısımlarındaki boğumlarda uyur gözler de bulunmaktadır. Elmaların çiçek tomurcuklarından 4-10 tane çiçek ile 5-6 tane yaprak çıkar. Bu nedenle bunlara karışık tomurcuk adı verilir (Fotoğraf 1.2).

Elmanın çiçekleri diğer meyve türlerine göre daha geç açar. Çiçekler hüzme şeklinde bir ana sap üzerinde birden fazla çiçek olacak şekilde açar (Fotoğraf 1.2). Çiçekler erselik yapıdadır. Bir elma çiçeğinde 5 çanak yaprak, 5 taç yaprak ve 15-20 erkek organ bulunur. Taç yaprakları beyaz, pembe veya açık kırmızı renktedir. Dişi organ 5 karpelli (odacıklı) olup her karpelden bir dişicik borusu (stil) çıkar. Dişicik boruları gözle görülebilir. Ancak diş organın yumurtalık (ovaryum) kısmı çanak, taç ve erkek organların alt kısımlarının birleşmesi ile oluşan doku ile sarıldığı için (erik, şeftali veya kiraz gibi sert çekirdekli meyve türlerinin aksine) dışarıdan bakıldığında görülmez. Her karpelde ikişer tohum taslağı bulunur ve tohum taslakları döllendiğinde 10 tane tohum oluşur.

Fotoğraf 1.2 Elmada meyve dalları (sol) ve çiçekler (sağ); a) topuz b) kargı c) sürgün tomurcuğu d) çıtanak.

Elma meyvesi, yumurtalık ve yumurtalığı çevreleyen çiçek dokusunun etlenip sulanması ile meydana geldiğinden gerçek meyve değildir. Bunlara yalancı meyve denir. Elma meyvesi çok değişik irilik, şekil, renk, tat ve aroma özellikleri gösterir. Genel olarak yuvarlak şekilli olmasına karşılık, uzun ve basık şekilli olanları da vardır. Meyve kabuk rengi çoğunlukla sıvama kırmızı (Starcrimson), akıtmalı-parçalı kırmızı veya kırmızı çizgilidir ancak sarı, yeşil-sarı (Golden Delicious) veya yeşil renkli (Granny Smith) olan çeşitler de bulunmaktadır. Meyve eti rengi ise çoğunlukla sarıdır veya Amasya elmasında olduğu gibi beyazdır. Meyve tadı çok değişik olup tatlı, mayhoş, ekşi tatta ve farklı aromada olabilir.

DİKKAT: Sert çekirdekli meyve türlerinde, meyve yumurtalığın etlenip sulanması ile oluşur ve gerçek meyve olarak isimlendirilir.

Elma meyveleri olgunlaşma zamanı yönünden de farklılık gösterir. Ülkemizde Haziran ortası ile Kasım ayına kadar olgunlaşan çeşitler bulunmaktadır. Elma çeşitleri olgunlaşma zamanlarına göre Yazlık (Vista Bella, Jerseymac, Williams Pride, Summer Red, Anna ve Ak elması), Güzlük (Gala grubu, Elstar ve Hüryemez) ve Kışlık (Scarlet Spur, Golden Delicious, Starking Delicious, Starcrimson, Amasya, Topaz, Red Chief, Fuji, Breaburn, Pink Lady ve Grany Smith) olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Bazı elma çeşitlerinde mutasyonla spur (bodur) özellik taşıyan yeni mutant çeşitler meydana gelmiştir. Bu spur çeşitler (Red Chief, Stark Spur Golden Delicious vb.) daha erken verime yatmakta ve sürgünlerin boğum araları daha kısa olduğundan ağaçlar bodur gelişme göstermektedir. Ayrıca yapraklar küçük, koyu yeşil ve kalın dokulu olmaktadır. Bunun yanında bazı çeşitlerin meyve rengi, hasat tarihi, hastalıklara dayanım ve muhafaza ömrü gibi bir veya birkaç özelliği farklı olan doğal mutantları bulunmaktadır (Gale Gala, Galaxy Gala, Imperial Gala, Mitch Gala, Mondial Gala ve Pacific Gala vb.).

Döllenme Biyolojisi

Elma çeşitlerinin çoğu diploittir. Ancak Hüryemez, Çakıldaklı, Furunüstü, Jonagold, Kanada Renet, Winesap ve Staymared gibi triploid çeşitler de bulunmaktadır. Bu çeşitler iyi (canlı) çiçek tozu oluşturmadıkları için kendine verimli olmadıkları gibi tozlayıcı olarak da kullanılamazlar.

Pek çok elma çeşidi (Red Delicious, Breaburn, Fuji vb.) kendine verimsizdir. Çiçek organlarında herhangi bir eksiklik bulunmamasına rağmen çiçektozu-stigma uyuşmazlığı nedeniyle kendi çiçek tozu kendi dişisini dölleyemez. Bu çeşitlerde meyve tutumunun gerçekleşmesi ve ürün alınabilmesi için mutlaka tozlayıcı çeşide ihtiyaç vardır. Öte yandan bazı çeşitler kendine kısmen verimlidir (Elstar, Gala, Golden Delicious, Granny Smith, Johanatan vb.) ancak tozlayıcı çeşit kullanıldığında meyve tutumu ve ürün miktarı daha fazla olmaktadır. Bu çeşitlerle kurulan ticari elma bahçelerinde de mutlaka tozlayıcı çeşit bulundurulmalıdır.

Kullanılacak tozlayıcı çeşitler ana çeşitle aynı zamanda çiçek açmalı, diploit olmalı, çimlenme gücü yüksek, bol ve iyi çiçek tozu vermeli, ana çeşitle uyuşmazlık sorunu bulunmamalı, periyodisite göstermemeli, gençlik kısırlığı süresi ana çeşitle aynı olmalı ve ticari değeri yüksek olmalıdır. Tozlayıcı çeşidin ekonomik değeri ana çeşitten daha düşük fakat tozlayıcı özelliği iyi ise tozayıcı çeşit sayısı 1/9 oranında olmalı ve ana çeşidin her ağacı tozlayıcıyı görecek şekilde yerleştirilmelidir (Şekil 1.1). Çünkü erselik çiçek yapısına sahip olan diğer meyve türlerinde olduğu gibi elmada da tozlanma daha çok bal arısı ile gerçekleşir. Bal arıları çiçeklerden balözü (nektar) ve çiçek tozu (polen) toplamak üzere bir ağaca geldiğinde, aynı ağacın ve en yakın komşu ağaçların çiçeklerinde gezinir. Arı tozlayıcı ağaçların çiçek tozlarını ancak ona yakın ağaçlara taşır ve tozlamada etkili olur. Genel olarak 4-5 dekar meyve bahçesi için bir kovan bal arısı yeterli olmaktadır. Tozlayıcı çeşidin ekonomik değeri ana çeşidinki kadar yüksek ise sayısı daha fazla tutulabilir.

BİLGİ: Periyodisite: Bir meyve çeşidinin bir yıl çok, bir yıl az veya hiç meyve vermemesine denir.

Şekil 1.1 Elma bahçesinde tozlayıcının (l) yerleştirilmesi.

Sıra Sizde 1: Gençlik kısırlığının ne olduğunu ve meyve türlerindeki durumunu araştırınız. 1

Ekolojik İstekleri

İklim İstekleri

Elma soğuklara en dayanıklı meyve türüdür. Kışın dinlenme döneminde -35°C ile -40°C’ye dayanır. Çiçeklenmesi geç olduğundan çok soğuk bölgeler dışında ilkbahar geç donlarından etkilenmez. Ancak yüksek ve soğuk bölgelerde sis ve yağmur gibi iklim olayları döllenmeyi olumsuz etkileyerek ürün miktarını düşürebilir. Bazı bölgelerde ilkbahar ve yaz aylarında yağan dolu da meyvelere zarar verebilmektedir. Yaz sıcakları nispi nemi düşük yerlerde bazı çeşitlerin meyvelerinde güneş yanıklığına neden olur. Budama ve taçlandırma hatası olan ağaçlarda da gövde yanıklarına neden olur. Bu nedenle Niğde ve Karaman gibi nispi nemi düşük yerlerde yaz aylarında gölgeleme yapmak gerekir.

Elmanın kış dinlenme isteği yüksektir (1000-3000 saat). Bu nedenle Ege ve Akdeniz kıyı bölgelerinde hem kış dinlenme ihtiyacını karşılayamadığından, hem de yüksek yaz sıcaklarının güneş yanıklığına yol açması nedeniyle ekonomik olarak yetiştirilmesi mümkün olmamaktadır. Son yıllarda kış dinlenme ihtiyacı düşük olan bazı yazlık çeşitler (Ak elması, Anna, Vista Bella, Jerseymac, Summer Red vb.) ilk turfanda özelliğinden yararlanmak için bu bölgelerde yetiştirilmeye başlanmıştır. Elmalar için en ideal yerler kışları soğuk, yazları serin ve nispi nemi yüksek bölgelerdir. Ülkemizde göller yöresi, Marmara, Karadeniz, İç Ege ve Akdeniz bölgesinin yüksek yerleri elma yetiştiriciliği için en uygun yerlerdir.

Toprak İstekleri

Elma, saçak köklü bir meyve türü olduğundan ağır topraklara diğer meyve türlerine göre daha dayanıklıdır. Genel olarak değişik toprak tiplerine uyumu iyidir. Ancak kireçli ve pH’sı yüksek topraklarda demir elementinin alınamamasından kaynaklanan sararma belirtisi (kloroz) gösterir.

Bahçe Tesisi

Modern elma yetiştiriciliğinde artık çöğür anaçlardan uzaklaşılmakta ve bodur anaçlar yaygınlaşmaktadır. Ancak bazı yörelerde hala çöğür anaçlar üzerine aşılı fidanların üretildiği ve bu fidanlarla standart bahçelerin kurulduğu görülmektedir. Elmalar, çöğür anaçlar üzerinde büyük ağaçlar oluşturacağından bu bahçelerde dikim mesafeleri 8x8 m veya 10x10 m gibi mesafeler kullanılmaktadır.

Elma en fazla klon anacı bulunan türdür. Klon anaçları gelişme kuvvetlerine göre çok bodur (M27, M8, M9), bodur (M26, M9 EMLA, Pajami1), yarı bodur (M7, MM106), kuvvetli (M1, M13, M25, MM104, MM109, MM111) ve çok kuvvetli (M12, M16) olmak üzere sınıflandırılmaktadır. Bu anaçlar üzerine aşılanan çeşitlerle bahçe kurulduğunda uygulanan sıra arası ve sıra üzeri mesafeleri Çizelge 1.1’de verilmiştir. Bu mesafeler toprak yapısına, çeşide ve verilecek taçlandırma şekline göre az çok değişebilmektedir.

Çizelge 1.1: Elmada kullanılan klon anaçlara göre dikim mesafeleri.

Son yıllarda, ülkemiz elma yetiştiriciliğinde bodur anaçlarla tesis edilen bahçe sayısı artmıştır. Bu bahçelerde en fazla M9, MM106 ve M26 anaçları kullanılmaktadır (Fotoğraf 1.3). Bodur yetiştiricilikte önemli maliyet unsuru olan budama, ilaçlama ve hasat gibi işlemler daha kolay ve daha az masrafla yapılabilmektedir. Bunun yanında küçük taç yapan bu ağaçlarda tacın her tarafı aynı yoğunlukta ve yeterli ışık aldığından meyveler de aynı irilikte, renkte ve kalitede olmaktadır. Bodur elma ağaçlarından elde edilen ekstra kaliteli meyve oranı daha yüksektir. Bu da pazarlamada kolaylık ve karlılık sağlamaktadır. Bodur yetiştiriciliğin en önemli avantajlarından birisi de ağaçların erken (1-2 yaşlarında) verime yatmasıdır.

Fotoğraf 1.3 Meyveye yatmış 2 yaşında bodur elma fidanı (sol) ve tel-direk destek sistemi tesis edilmiş bodur elma bahçesi (sağ).

DİKKAT: Elmalarda bodurluğun derecesi arttıkça bodur ağaçların ömrünün standart ağaçlara göre daha kısa olduğu, daha kırılgan ve gevrek kök yapıları nedeniyle bir destek sistemiyle desteklenmeleri gerektiği, özelikle sulama ve gübreleme gibi uygulamaların daha özenle yapılması gerektiği unutulmamalıdır.

Çoğaltma

Elmada, bitkinin genetik yapısı diğer meyve türlerinde olduğu gibi heterozigot olduğundan tohumla çoğaltıldığında mutlaka açılma gösterir. Bu nedenle elma başta olmak üzere bütün meyve türleri çeşit özelliğini kaybetmeden ancak dal, yaprak ve kök gibi vegetatif organlar kullanılarak çelik, daldırma, aşı ya da doku kültürü gibi vegetatif yöntemlerle klonal olarak çoğaltılmaktadır. Tohum ancak anaç (çöğür) elde etmek amacıyla kullanılır.

Elma fidanı üretiminde çöğür anacı elde etmek için yabani ağaçların veya kültür çeşitlerinin tohumlarından yararlanılır. Olgunlaşmış meyvelerden alınan tohumlar sonbaharda 2-3 ay katlamaya aldıktan sonra Mart ayında tohum yastıklarına veya direkt aşı parseline ekilerek çöğürler elde edilir. Bu çöğür anaçlarına yöreye ve iklim koşullarına göre Mayıs-Haziran sürgün göz aşısı veya Ağustos durgun göz aşısı yapılarak fidanlar elde edilir.

BİLGİ: Katlama: Meyve türlerinin tohumlarının soğuklama ihtiyacını gidermek amacıyla bir süre nemli ortam içinde ve 0°C ile 10°C’ler arasında tutulmasına denir.

Elmanın tohum anaçlarından başka, yukarıda belirtildiği gibi ülkemizde son 30 yıldır kullanılmaya başlanan ve özellikle son yıllarda çok yoğun olarak kullanılan klon anaçlar vardır. Çok farklı gelişme gücüne sahip olan bu anaçlar vegetatif olarak, çoğunlukla tepe daldırma veya sıra üzeri hendek daldırma (stoolbed) yöntemiyle köklendirilirler (Fotoğraf 1.4). Bazı klonlar (MM106 gibi) çelikle de köklendirilebilmektedir. Bu köklenmiş anaçlara istenilen elma çeşitleri çöğür anaçlarında olduğu gibi yöreye ve iklim koşullarına göre Mayıs-Haziran sürgün göz aşısı veya Ağustos durgun göz aşısı yapılarak fidanlar elde edilir.

Fotoğraf 1.4 Elma anaçlarının sıra üzeri hendek daldırmasıyla çoğaltılması.

KİTAP: Daldırma, aşı ve çelik gibi klonal çoğaltma yöntemleri konusunda Resul Gerçekçioğlu, Şükriye Bilginer ve Arif Soylu’nun (2008) editörlüğünü yaptığı Genel Meyvecilik kitabının Meyvecilik Tekniği ünitesinden yararlanabilirsiniz.

Sıra Sizde 2: Elma klon anaçlarının çoğaltılmasına kullanılan hendek daldırma ile sıra üzeri hendek daldırma (stoolbed) yöntemini karşılaştırınız. 2